USD32,27
EURO34,77
GBP40,60
EURO/USD1,08
BIST10.285,67
Petrol83,73
GR. ALTIN2.407,58
BTC64.274,36
ETH3.157,16

Gedik Yatırım 2023 yılı model portföy ve strateji raporu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Gedik Yatırım 2023 yılı model portföy ve strateji raporu HABERLER, Gündemdekiler, Piyasa Haberleri Rota Borsa

2023 yılının ana teması «resesyon ihtimali» olacak gibi duruyor


➢ Brent petrol varil fiyatının yılın genelinde 80-100 $ arasında salınacağını (bu aralığın
dışında seviyelerin kalıcı olmayacağını) varsayıyoruz. Rusya’dan Avrupa’ya gaz
kesintilerinin süreceğini ve TTF spot doğalgaz fiyatının tarihsel ortalamaların çok üzerinde
kalmaya devam edeceğini öngörüyoruz.


➢ ABD’de kısa vadede enflasyondaki düşüşün hız kazanmasını beklemekle beraber, tedarik
zincirindeki potansiyel duraklamalar ve jeopolitik risklerin yukarı yönlü risk yaratmaya
devam etmesini bekliyoruz. TÜFE enflasyonu 2023 sonunda %3,0-3,5 civarına gerilese
de, sene ortalaması %4,5 civarında gerçekleşebilir.


➢ FED’in politika faizini 2023 ilk çeyreğinde %5.0 seviyesine yükselttikten sonra yılın
sonlarına kadar bu seviyede tutmasını bekliyoruz. FED 2023 sonu/2024 başı gibi bir
dönemde faiz indirimlerine kademeli bir şekilde başlayabilir.


➢ ABD ekonomisinin 2023’te (muhtemelen ilk çeyrek sonu/ikinci çeyrek başına denk gelen
bir dönemde) resesyona girmesini beklemekle beraber, bunun hafif ölçekte ve kısa süreli
olacağını öngörüyoruz.


➢ ABD’de kısa vadede devam etmesini beklediğimiz enflasyon düşüşü piyasadaki olumlu
risk iştahını destekleyebilir. Ancak, ilerleyen süreçte resesyon emarelerinin daha somut
bir hal almasıyla, ABD hisse senedi endekslerinde sert geri çekilmeler yaşanabileceğini
öngörüyoruz. S&P-500 endeksinde dip seviyenin henüz görülmediğini, endeksin mevcut
seviyelerin (3,818) %10-15 altına kadar sarkabileceğini düşünüyoruz.


➢ Bununla beraber, 2022’de resesyonun ardından FED başta olmak üzere merkez
bankalarının para politikasına ilişkin mesajlarını yumuşatmaları, yılın ilerleyen aylarında
beraberinde borsalarda hızlı yükselişleri de getirebilir.


➢ Dolar endeksinin güvenli liman algısıyla yükselişe geçebileceğini, bu süreçte €/$
paritesinde de yeniden 1.0 seviyesinin altının test edilebileceğini düşünüyoruz. Bununla
beraber, €/$ paritesi yılın sonlarına doğru 1,05-1,10 aralığına kadar yükselebilir.

Hızlı büyüme isteği devam ederken, TL’deki değer kaybı eğilimi güçlenebilir


➢ TCMB’nin para politikasına ilişkin olarak faizler düşük tutulurken, TL’deki değer kaybı
eğilimini önlemek adına kredi büyümesinin makroihtiyati tedbirlerle ilgili sektörlerde
yoğunlaştırılmasına çalışıldığı politika duruşunun devam edeceğini düşünüyoruz
➢ Hükümetin mali genişlemeye ek olarak kredileri de canlandırma potansiyeli yılın ilk yarısında
iç talebe bir miktar ivme kazandırabilir. Ancak, iç talebin yıl boyunca güçlü kalması zor
görünmesi ve de ihracatta beklediğimiz yavaşlamaya bağlı olarak, GSYH büyümesinin
2022’deki 5,0 seviyesinden 2023’te %2,0-2,5 seviyelerine gerileyebileceğini düşünüyoruz.
➢ Kredi faizlerindeki gerilemeye karşın, kredi büyümesinde çok kayda değer bir ivmelenme
olmaması TL’de son dönemdeki stabilizasyona yardımcı oluyor. Kısa vadede TL’deki
stabilizasyonun korunmasını beklemekle beraber, hızlı mali ve parasal genişlemeye bağlı
olarak, ilerleyen dönemde değer kaybı baskısının güçlenebileceğini düşünüyoruz. $/TL
kurunu 2023 sonu için 24,50, yıllık ortalama olarak da 22,70 olarak öngörüyoruz
(varsayıyoruz).
➢ Önümüzdeki aylarda güçlü baz etkilerinin de desteğiyle, TL’de sınırlı sayılabilecek bir değer
kaybı varsayımıyla, yıllık TÜFE enflasyonu sene sonunda %67,5, ilk çeyrek sonunda %50,
ikinci çeyrekte de %45 civarlarına gerileyebilir. TÜFE enflasyonuna ilişkin tahminlerimiz 2023
sonu için %40, yıllık ortalama olarak da %47 seviyesinde bulunuyor. Ancak, TL’deki değer
kaybının yeniden hızlanması potansiyeli bu tahminler üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı
tutuyor.
➢ Cari açık 2022 sonunda 49 milyar $ (GSYH’nin kabaca %5,6’sı), ilk çeyrekte de 55 milyar $
civarlarına yükselebilir. 2023’ün ikinci yarısında enerji ithalat maliyetlerindeki düşüş ve güçlü
turizm geliri beklentilerimize bağlı olarak, cari açığın düşüş trendine girmesini ve sene
sonunda 40 milyar $’a (GSYH’nin %4,1’i) gerilemesini bekliyoruz.
➢ 2022 sonunda merkezi bütçe açığı/GSYH oranının %3,0’ün altında kalması oldukça
muhtemel görünüyor. Ancak, hızla artacak faiz harcamaları ve KKM sistemine bağlı
transferler nedeniyle, bütçe açığı/GSYH oranının ilerleyen yıllarda %4,0’e doğru (hatta
üzerine) yükselmesi riskinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz.

Endeksin kısa vade trendinde önemli bir değişiklik beklemekle birlikte, değerleme
bazında doyum noktalarına geldiğini düşünüyoruz.


➢ 2021 yılını %26’lık bir mutlak getiri ile kapatan BIST 100 endeksi, TL’nin değer
kaybından dolayı GOÜ’lerin %26 gerisinde bir performans göstermişti.
➢ Yılbaşından bu yana BIST 100 endeksinin oldukça güçlü %153 getirisi bulunmakta ve
sağlanan getirin aynı dönemde yaşanan açıklanan %62,4’lük enflasyonun (TÜFE) ve
%33 değer kazanan döviz sepetinin oldukça üzerinde. Yüksek getirinin temel nedenleri:

  1. Mevduat başta olmak üzere alternatif para piyasalarında düşük kalan faizler nedeni
    ile alternatif getirilerin sınırlı kalması, 2. Şirket karlarının talep bazlı büyüme, ve
    enflasyonunda katkısı ile yakaladıkları yüksek ürün fiyat ayarlamaları, ve 3. Zayıf TL ile
    ihracat ağırlıklı şirketlerin elde ettikleri enflasyonun üzerindeki karlılıklar olarak
    yorumlamaktayız. Aynı dönemde, USD bazında getirinin de dahil edildiği, GOÜ’lere karşı
    göreceli performansa baktığımızda, BIST-100 endeksinin rölatif getirisinin yıllık bazda
    tarihsel olarak en yüksek seviye olan %139 olduğunu görmekteyiz.
    ➢ Beklentilerimize, ülkeler arası karşılaştırmalara ve çarpanlara baktığımızda ise
    (enflasyondan arındırılmış, yani reel, 2022-2023 yılları averajı) net kar büyümesi
    açısından gördüğümüz gelişme global büyüme beklentilerinin oldukça yavaşladığı, hatta
    hemen her ülkede negatife geçmiş olduğu. Bu bağlamda piyasa beklentisi önümüzdeki
    2 yılda averaj olarak BIST şirketlerinin dünya averajına paralel %10’un üzerinde reel kar
    ve FAVÖK daralması (Gedik Yatırım beklentisi: 25) yaşayacağı. BIST-100 endeksinin
    GOÜ’lere karşı FD/FAVÖK iskontosu ise 6 ay önce %38’den %25’e düşmüş durumda.
    ➢ BIST-100 Endeks hedefimiz %18’lik yükselme potansiyeliyle 6000. Güçlü devam
    eden şirket büyümeleri ve enflasyonist ortamın yarattığı etki ile endeks hedefimizi
    4,650’den 6,000’e çıkartıyoruz. Bu bağlamda, bankacılık sektöründeki yükselme
    beklentimiz %22, sanayii sektörlerindeki ise %16. Öte yandan beklentilerden uzun
    sürebilecek (yüksek) faiz ortamının değerlemeler üzerinde bir risk unsuru olduğunu
    belirtmek isteriz.

2023’de takibimizdeki şirketleri karlarının reel olarak daralmasını bekliyoruz


➢ Raporun içeriğinde sunulan iki grafik 2022 ve 2023 yıllarında ana sektörlerdeki faaliyet ve net
kar büyüme tahminlerimizle averaj TÜFE beklentilerimizi karşılaştırmakta, yani reel büyüme
resmini çizmektedir.
➢ Bu bağlamda, 2022 yılında demir çelik ve madencilik hariç, çoğu ana sektörlerin 2022 yılında
yüksek reel kar büyümeleri ile yılı kapamalarını bekliyoruz. Ancak, 2023 yılında reel faaliyet
karı büyümesi beklediğimiz madencilik, gıda perakende, yeme içme, ve çimento’dan ibaret.
Beklentimiz BIST100 ortalamasının reel olarak %25 üzerinde bir kar düşüşü yaşayacağı.
➢ Önümüzdeki sene beklediğimiz reel kar daralmasının arkasındaki ana nedenler: 1. 2022
yılında kaynaklanan yüksek baz etkisi, 2. Özellikle seçimlerin ardından daha ortodox macro
politikalara dönülme olasılığı ve büyümede yavaşlama, 3. Global büyümede yavaşlama, ve 4.
TL’nin üretici fiyatlarına nazaran güçlü kalması ve özellikle ihracatçı şirketlerin karlılıklarını
azaltma olasılığıdır

Global ekonomiye ilişkin beklentilerimizde öne çıkan noktalar şöyle özetlenebilir:


➢ Global büyümedeki yavaşlamaya rağmen, devam eden jeopolitik riskler ve OPEC’in üretim kesintileri nedeniyle petrol fiyatlarındaki olası düşüşlerin sınırlı kalmasını bekliyoruz. Buna göre, Brent petrol varil fiyatının yılın genelinde 80-100 $ arasında salınacağını (bu aralığın dışında seviyelerin kalıcı olmayacağını) varsayıyoruz. Rusya’dan Avrupa’ya gaz kesintilerinin süreceğini ve TTF spot doğalgaz fiyatının tarihsel ortalamaların çok üzerinde kalmaya devam edeceğini öngörüyoruz.
➢ ABD’de parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkileri, emtia fiyatlarının düşük (stabil) seyretmeye devam etmesi, yüksek stokların fiyatları baskılaması ve gayrimenkul piyasasındaki durgunluğa bağlı olarak kira fiyatlarının ılımlı seyretmesi gibi unsurlar kısa vadede enflasyondaki düşüşü destekleyebilir. Çin’in sıfır Covid politikasını sürdürmesine bağlı olarak tedarik zincirinde yaşanabilecek sıkıntıların ve jeopolitik risklere bağlı enerji fiyatlarındaki potansiyel yükselişlerin ise yukarı yönlü risk oluşturmaya devam edeceğini düşünüyoruz. ABD’de TÜFE enflasyonu 2023 sonunda %3,0-3,5 civarına gerilese de, sene ortalaması %4,5 civarında gerçekleşebilir. FED’in politika faizini 2023 ilk çeyreğinde %5.0 seviyesine yükselttikten sonra
yılın sonlarına kadar bu seviyede tutmasını bekliyoruz. FED 2023 sonu/2024 başı gibi bir dönemde faiz indirimlerine kademeli bir şekilde başlayabilir.
➢ Halihazırda istihdam piyasası güçlü seyretse de, birçok öncü gösterge ABD ekonomisinin 2023 yılı içinde resesyona girme ihtimalinin oldukça güçlü olduğuna işaret ediyor. ABD’de büyümedeki yavaşlamanın (resesyon emarelerinin) ilk çeyrekte daha somut bir şekilde ortaya çıkmasını bekliyoruz.
ABD ekonomisinin 2023’te (muhtemelen ilk çeyrek sonu/ikinci çeyrek başına denk gelen bir dönemde) resesyona girmesini beklemekle beraber, bunun hafif ölçekte ve kısa süreli olacağını öngörüyoruz.
➢ ABD’de kısa vadede devam etmesini beklediğimiz enflasyon düşüşü piyasadaki olumlu risk iştahını destekleyebilir. Resesyon ihtimali FED’in para politikası duruşunu yumuşatacağı beklentilerini besleyerek hisse senedi piyasasını bir süre daha olumlu etkilemeye devam edebilir. Ancak, resesyonun daha somut bir nitelik kazanması ve de hisse kar beklentilerinin aşağı çekilmesiyle, ABD hisse senetlerinde yeniden sert geri çekilmeler yaşanabileceğini öngörüyoruz. Buna göre, S&P-500 endeksinde dip seviyenin henüz görülmediğini, endeksin mevcut seviyelerin (3,818) %10-15 altına kadar sarkabileceğini düşünüyoruz.
➢ Öte yandan geçmiş tecrübeler, S&P-500 endeksinde dip seviyelerden toparlanma sürecinin resesyonların bitişinden çok önce (ortalama 3-4 ay) başladığına da işaret ediyor. Buna göre, resesyonun ardından FED başta olmak üzere merkez bankalarının para politikasına ilişkin mesajlarını
yumuşatmaları, yılın ilerleyen aylarında beraberinde borsalarda hızlı yükselişleri de getirebilir.
➢ Küresel risk iştahının bozulduğu dönemde Dolar endeksinin güvenli liman algısıyla yükselişe geçebileceğini, bu süreçte €/$ paritesinde de yeniden 1.0 seviyesinin altının test edilebileceğini düşünüyoruz. Bununla beraber, yılın sonlarına doğru FED’den faiz indirimi beklentilerinin yükselmesi
ve risk iştahının iyileşmesiyle €/$ paritesi 1,05-1,10 aralığına kadar yükselebilir. Bu sürecin altın fiyatları için de destekleyici olması ve Ons altın fiyatının 2000 $ seviyelerine yaklaşması da muhtemel.

Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerimizde öne çıkan noktalar şöyle özetlenebilir:


➢ TCMB’nin para politikasına ilişkin olarak, önümüzdeki dönemde de, faizler düşük tutulurken, TL’deki değer kaybı eğilimini de önlemek adına kredi büyümesinin makroihtiyati tedbirlerle ilgili sektörlerde yoğunlaştırılmasına çalışıldığı politika duruşunun devam edeceğini düşünüyoruz.
➢ Kredi faizlerindeki gerilemeye karşın, kredi büyümesinde henüz çok kayda değer bir ivmelenme olmadığı görülüyor. Bu durumun, TL’deki son dönemdeki stabilizasyona da yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, büyümedeki ivme kaybının devam etmesiyle, seçimler de yaklaşırken, hükümetin mali genişlemeye ek olarak kredileri de canlandırma eğiliminde olabileceğini düşünüyoruz. Buna göre, kısa vadede KGF teşviklerinin de yardımıyla özellikle kamu bankaları üzerinden selektif kredilere ivme kazandırarak büyüme desteklenmek istenebilir.
➢ Yılın ilk yarısında yıllık %7,6’ya ulaşan GSYH büyümesi 3Ç22’de güçlü iç talebe karşın, ihracattaki ivme kaybına bağlı olarak %3,9 seviyesine geriledi. Mevcut verilerle GSYH büyümesinin yılın son çeyreğinde %2,0 civarına gerileyebileceğini düşünüyoruz. Bu ivme kaybına karşın, 2022 yılı GSYH
büyümesinin yılın ilk yarısındaki büyümenin yardımıyla %5,0 civarında gerçekleşeceği anlaşılıyor. Hükümetin mali genişlemeye ek olarak kredileri de canlandırma potansiyeli iç talebe bir miktar ivme kazandırabilir. Ancak, iç talebin 2023 yılı boyunca güçlü kalması zor görünmesi ve de ihracatta beklediğimiz yavaşlamaya bağlı olarak, GSYH büyümesinin 2023 yılında %2,0-2,5 seviyelerine gerileyebileceğini düşünüyoruz.
➢ Kısa vadede TL’deki stabilizasyonun korunmasını beklemekle beraber, mali ve parasal genişlemenin birlikte yaşandığı bir durumda, hızla yükselmeye devam eden cari açık ve yoğun dış borç geri ödeme takvimi de dikkate alındığında TL üzerinde değer kaybı baskılarının önümüzdeki aylarda güçlenme
ihtimalinin bulunduğunu düşünüyoruz. $/TL kurunu 2023 sonu için 24,50, yıllık ortalama olarak da 22,70 olarak öngörüyoruz (varsayıyoruz).
➢ Yıllık TÜFE enflasyonu önümüzdeki aylarda güçlü baz etkilerinin de desteğiyle, TL’de sınırlı sayılabilecek bir değer kaybı varsayımıyla, sene sonunda %67,5, ilk çeyrek sonunda %50, ikinci çeyrekte de %45 civarlarına gerileyebilir. Ancak, TL’deki değer kaybının yeniden hızlanması potansiyeli bu tahminler üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor. TÜFE enflasyonuna ilişkin tahminlerimiz 2023 sonu için %40, yıllık ortalama olarak da %47 seviyesinde bulunuyor.
➢ Cari açıktaki yükselişin önümüzdeki aylarda da yükselişini sürdürerek sene sonunda 49 milyar $ (GSYH’nin kabaca %5,6’sı), 2023’ün ilk çeyreğinde de 55 milyar $ civarlarına yükselmesini bekliyoruz. Bu açığın finansmanının da ağırlıklı olarak net-hata noksan kaleminden (ve bir miktar da rezerv kaybıyla) karşılanmaya devam etmesini bekliyoruz. 2023’ün ikinci yarısında ise enerji ithalat maliyetlerindeki düşüş ve güçlü turizm geliri beklentilerimize bağlı olarak, cari açığın düşüş trendine girmesini ve sene sonunda 40 milyar $’a (GSYH’nin %4,1’i) bekliyoruz.
➢ 2022 sonunda merkezi bütçe açığı/GSYH oranının %3,0’ün altında kalması oldukça muhtemel görünüyor. Ancak, hızla artacak faiz harcamaları ve KKM sistemine bağlı transferler nedeniyle, bütçe açığı/GSYH oranının ilerleyen yıllarda %4,0’e doğru (hatta üzerine) yükselmesi riskinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz.

Gedik Yatırım 2023 strateji raporundan alınmıştır.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir