Bakan Şimşek’ten Borsa İstanbul açıklaması!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, BloombergHT’de konuk olduğu programda Orta Vadeli Plan, Dezenflasyon süreci ve fiyat istikrarı ile birlikte Borsa İstanbul hakkında açıklamada bulundu. Şimşek, “Şu an itibarıyla bizim ne Borsa’ya ne de başka bir alana piyasayı bozacak herhangi bir vergi düzenlemesi şu anda gündemimizde değil” ifadesini kullandı. Bakan Şimşek açıklamalarından satır başları şu şekilde;

Bakan Şimşek’ten yeni açıklama! HABERLER, Gündemdekiler, Şirket Haberleri Rota Borsa

Bakan Şimşek açıklamaları;

Fiyat istikrarından çok uzağız ama hedefimiz bu.
Hedefimiz cari açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altına çekmek, yani daha sürdürülebilir bir cari açık.
KKM’den tam bir çıkış öngörüyoruz ama kademeli bir çıkış, piyasaları bozmadan.
Bir yıl ve daha kısa vadeli borcumuz kadar bir rezerv düzeyine ulaşmak istiyoruz.
Program çalışıyor, bizim bazı alanlarda öngördüğümüzden çok daha güçlü bir şekilde çalışıyor.
Risk priminin 700 civarından 300’e inmiş olması bence piyasanın programa inandığını gösteriyor.
Döviz dönüşümlü mevduatı da dikkate alırsanız aslında rezervlerdeki artış 60 milyar dolar civarındadır.
Programın güven boyutu çok iyi çalıştı, risk primi de aynı şekilde.
Bankalarımız 100 dolar borç öderken, piyasalardan daha ucuza 138 dolar bulabiliyorlar.
Bizim için özellikle uzun vadeli perspektif daha değerli.
Net ihracatın büyümeyi destekleyici noktaya geldiği bir yapı istiyoruz dedik, büyümede böyle bir dengelenme, enflasyonu ve cari açığı kalıcı şekilde aşağı çekmemizi sağlayacak temel koşuldur.
İki aylık rakamlar gösteriyor ki net ihracatın etkisi pozitife dönmüştür, bizim de istediğimiz zaten bu.
Enflasyonu aşağı çekmenin bütün koşulları şu anda hazırlanıyor, kalıcı bir şekilde.
İki aylık ticaret rakamlarına bakarsak 13,2 milyar dolar iyileşme var, cari açık büyük ihtimalle Şubat-Mart aylarında yıllık 30-35 milyar dolar seviyelerine inecek.
Önümüzdeki 12 ay enflasyon düşecektir, onu henüz gösteremiyoruz ama piyasalar çok net bir şekilde diyor ki; “Biz inanıyoruz enflasyon düşecek”.
Enflasyonda aylık bazda trendleri incelediğimiz zaman, Ocak ve belki bugün açıklanacak Şubat trend programla uyumlu.
Enflasyon Mart’tan itibaren yeni baştan yeni bir trende oturacak, bu trend bizim enflasyonu düşürme patikamızla uyumlu hale gelecek, ancak yıllık enflasyon baz etkisiyle bir süre daha yüksek kalacak.
Para politikası gecikmeli olarak çalışacak, enflasyonu çıpalayacak seviyeye gelmesi daha yeni.
Önümüzdeki aylarda iç talepte ılımlı bir seyri net olarak göreceğiz.
2024’te geçen yıl enflasyonu besleyen bir sürü geçici faktör ortadan kalkacak.
Kurda biz reel olarak herhangi bir değersizleşme öngörmüyoruz.
Maliye politikası ayağında biz enflasyonu yükseltecek adım atmayacağız.
Biz vatandaşımıza da piyasalara da iş alemine de sürpriz yapmayacağız.
OVP’de bizim maliye politikası konusunda ortaya koyduğumuz vizyon neyse onu uygulayacağız.
KDV genel artışı olmayacak, kurumlar vergisi genel artışı olmayacak, gelir vergisi oranlarında genel bir artış olmayacak, MTV’ye ilişkin yeni bir düzenlemeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik.
Spekülatif amaçlı bir sürü iddia ortaya konuluyor, bunların niyeti kötü, şu anda bizim gündemimizde kayıt dışı ile mücadele dışında ve bazı istisnaların verimli olup olmadığının gözden geçirilmesi dışında özel bir çalışmamız yok.
Harcamalarda rasyonelleştirmeyi başlattık, kalem kalem gözden geçiriyoruz, biraz zaman alacak.
Vatandaş bizden de tasarruf istiyor, vatandaş kamu harcamalarının kontrol altına alınmasını istiyor, vatandaş haklı.
Kamuda taşıtlar konusunda sadece yerli üretim ve elektrikli alabilirsin diyoruz, bir şartım var yeni araç istiyorsanız elinizdeki aracı satacaksınız.
Kurumlarımıza hesap soracağız.
Maliye ayağında dezenflasyona çok net destek olacağız.
Bütçe açığını öngördüğümüz program hedefinin çok altına çekmek için yoğun bir çaba içinde olacağız.
Gelecek seneden itibaren de bütçe açığını kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 3’ün altına çekeceğiz.
Bizim kur rejimimiz serbest kur rejimidir, bizim bir kur hedefimiz yoktur, olmayacak da.
Piyasada Merkez Bankası var, piyasaya arz ediyor bu doğru, ama bunun dışında müdahalemiz yok diyorlar.
Seçim sonrasına liranın değer kaybına ilişkin beklentiler bana çok anlamlı gelmiyor.
Seçim sonrası yurt dışından çok ciddi kaynak girişi beklentisi var.
Türkiye gibi hikayesi olan, beklenti oluşturabilecek ülkelere fon akışı artarak devam edecek.
Biz Dünya Bankası ve diğer uluslararası çok taraflı bankalarla çok iyi diyaloglar kurduk, bize ciddi bir şekilde kaynak sağlayacaklar.
Bu sene 12,7 milyar dolar proje kredisi bekliyoruz.
Türk lirasını destekleyen bir politika seti var.
Biz ne aşırı değerlenmiş TL, ne de aşırı değersiz TL’yi isteriz, bu bir tespit, bir politika öngörüsü değil.
Vatandaşın portföy tercihine saygılıyız, asla yönlendirme niyetim yok.
Biz programımızı uygulayacağız, başarılı bir şekilde uygulandığında lira itibar kazanacak, reel olarak değer kaybetmeyecektir.
Şu an itibarıyla bizim ne Borsa’ya ne de başka bir alana piyasayı bozacak herhangi bir vergi düzenlemesi şu anda gündemimizde değil.
Önden yüklemeli vergileri geçen yıl deprem nedeniyle yaptık, bundan sonra daha çok ince işçilik olacak.
Dezenflasyonda kalıcı başarıyı yakalamak için tabi ki KKM’den çıkmayı önemsiyoruz, ama kademeli ve piyasayı bozmadan yapacağız.
TL mevduatı yaklaşık 11-12 puan civarında arttı.
Ağırlıklı olarak KKM’den çıkan TL mevduata gitti.
Ben KKM’nin cazip olmaktan zaten kendisinin çıkacağına inanıyorum.
KKM 27 hafta kesintisiz düşüyor, yani cazip olmaktan çıkmaya başlamış, o konuda rahatım.
İhracat Türkiye’nin tek çıkış yoludur.
Eximbank’ın bu sene ihracatçıya desteği en az 50 milyar dolar olacak.
İhracatçının şu talebini doğru bulmuyorum; “Bize kur sübvansiyonu verin”, bir program var bu 86 milyon kişinindir, ben 86 milyon kişinin üzerinden ihracatçıya sübvansiyon veremem.
Cari açığı kalıcı bir şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız.
Ben bütçeden, program dahilinde, Exim üzerinden, reeskont kredileri üzerinden, vergi teşvikleri üzerinden ihracatçının yanındayım.